GÖÇ ve ÇAMOLUK

Bu gün ilçemizin en temel sorunu nedir deyince bir çoğumuzun  aklına gelen ilk cevap,  genelde yetersiz nüfus olmaktadır. Bu doğru bir tespittir. Çünkü, kalkınma, gelişme ve hizmet için bir ekonomik değer olarak  nüfus, en temel ihtiyaçtır. Yeterli  nüfus olmazsa, devletten  yardım ve hizmet için güçlü baskı oluşturulamaz, sektörler oluşmaz, rekabet kaybolur, sanat ve zanaat dalları gelişmez, talep oluşmaz ve dolayısıyla mal ve hizmet üretimi ivme kazanamaz. Dolayısıyla; monotonluk, tembellik ve gerileme kaçınılmaz olur.

Çamoluk bu süreci yaşamaktadır. Temel kavram , GÖÇ’ tür..

Temel sorun diyemiyorum çünkü, göç , bir yanıyla zorluk, terk ediş, hüzün,ayrılış olsa da, diğer  yanıyla, umut, heyecan,keşif , özgürlük  ve  yeniden doğuştur. Peygamber Efendi’mizin (sav) Mekke’den-Medine’ye göçü (hicreti) buna en güzel örnektir. Hicretle, Müslümanlar ferahlık ve özgür ortam bulmuşlar ve bunun sonucunda da, İslam gelişerek tüm dünyaya yayılarak günümüze kadar gelmiştir.

Diğer yanıyla insanlık tarihi incelendiğinde, biz Türkler, tarihin en çok göç eden milleti olmuşuzdur. Bundan 1500-1600 yıl önceleri , ta 400-500 yıllarında orta Asya’dan batıya doğru başlayan büyük Türk göçleri, tarihin sayfalarında genişçe yerini almıştır. O göçlerin nedenleri araştırıldığında tespit edilen ana faktörler, siyasi sebepler, kuraklık ve tarımsal yetersizlik olduğu görülmüştür.

Günümüzde de benzer gerekçelerle göç yaşanmaktadır. Ülkemizin neredeyse Ankara’dan ötesinin göçle boşalması, geçimsizlik, fakirlik, ağalık yapılanmaları, geçinememe ve imkansızlıklar önemli etkenlerdir. Devletin izlediği şehirleşme politikaları da başrol oynamıştır denilebilir. Devlet yıllarca, kolaya kaçarak belli bölgeleri öne çıkararak, “ yerinde kalkınma” modelini terk ederek , doğudan batıya göçü hızlandırmıştır. Sonuç olarak batı şehirlerinde aşırı yığılma oluşurken, ülkenin doğusu çökmüş ve içi boşalmıştır. Dengesiz bir durum oluşmuştur..

Anlaşılacağı üzere, göç ve nüfusun dengesiz dağılımı  sadece ilçemizin değil, ülkenin yarısının ve devletin  temel sorunlarından biri haline gelmiştir.

“Göçü tersine çevirmek” için, ilgili kurumlar, düşünce kuruluşları ve fikir adamları değişik tartışmalar ve politikalar yürütmektedir. Çeşitli teşvikler,yatırımlar ve projeler uygulamaya konsada , çözüm o kadar kolay değildir ve süreç alacaktır..

Hani yıllar önce, ayağında çarığı, sırtında belki bir ceketi, cebinde beş kuruşu olmadan, hanımını çocuklarını ve sevdiklerini arkada bırakarak, günlerce süren uzun yolculuklar sonrası, bir umuda, İstanbul’a göç eden insanlarımızın, elde ettiği bu ortamı bırakıp geri dönmesi hiç de kolay olmayacaktır. Bu dönüş isteği, Ferdi  Tayfur’un , “ Hadi gel köyümüze geri dönelim” şarkısında ki gibi bir  temenniden öteye geçmeyecektir.

Bu nedenle, “Ey İstanbul’dakiler, gelin yatırım yapın, nüfus artsın” demek, çok da gerçekçi bir yaklaşım değildir.

Her Çamoluklu memleketini sever, bir şeyler yapmak ister fakat bu sorunun çözümü zamanla , doğru projelerle ve en önemlisi “ elbirliği “ ile olacaktır.

Bizim ilçemizin talihsiz bir yanı, Giresun’a bağlı olduğundan devlet nezdinde “ Gelişmiş Bölge” statüsünde olması ve dolayısıyla, “ devletin kalkınma teşviklerinin” dışında kalmasıdır..  Aslında devlet,il bazında değilde  “ilçe bazında” teşvik vererek çözüm üretmelidir.

Son yıllarda yapılan , “Yüksek Okul” ve “İmam-Hatip Lisesi” ne öğrenci alımına başlanmasıyla, ilçemize göç hızlanmaya başlayacaktır. Çamoluklular  olarak, bu okulların hizmete alınmasını “ elbirliği “ ile takip etmeliyiz ve bu konuda yetkilileri ve siyasileri sıkıştırmalıyız.

“ Su akarına gider “ atasözünde işaret edildiği gibi “ toplumlarda akarına gider”. Bu akışı yönetmek, yönlendirmek ve dengede tutmak, insanlarımızın ve yöneticilerimizin tutum ve davranışlarıyla yakından ilgilidir.

Çamoluk’ta nüfusu artırmak ve ilçemizi kalkındırmak için, insanımızı ve iş adamlarımızı “ikna” etmeli ve gerekli altyapı ortamını  sunmalıyız. Mesela, şehrin gürültü ve stresinden bunalan insanlarımızı veya güzel bir emeklilik dönemi yaşamak isteyen hemşerilerimizi, ilçemize yönlendirmek için özel çalışmalar yapılmalıdır. Adım-adım, sabırla , el-ele vererek bu sorunu çözebiliriz..

 

Bir başka konu ve yazıda görüşmek üzere,

Saygı ve Sevgilerimle..

Ömer Faruk Karabul

24 Mart 2017.

YORUM EKLE

banner200

banner205