MEN DAKKA DUKKA

 Bizi takip eden okurlarımızın hatırlayacağı üzere ‘’Şubat Soğuğu’’ başlıklı bir yazı yazmış ve 28 Şubat 1997 darbesini hazırlayan koşulları ve ‘’kurt dumanlı havayı sever’’ türünden bir hevesle, darbeye destek veren üniformalı ve sivil isimlerden bahsetmiştik. O karanlık yılların hesabının ne zaman sorulacağını büyük bir merakla beklemekteyiz demiş ve ‘’1980 darbecilerine dokunan, 1993 – 1996 arasındaki faili meçhul cinayet olaylarına dokunan, 2003 ve sonrasındaki darbe girişimlerine dokunan ‘yargının’ arada kalan bu dönemi atlamayacağını ve mutlaka dokunacağını umut ediyoruz.’’ diyerek yazımızı noktalamıştık.

Önceki gün ajanslara düşen bir haberle, 28 Şubat darbesine ilişkin operasyonun başlatıldığını öğrendik. Gözaltına alınan 31 kişiden en medyatik olanı Çevik Bir idi. Bir yazımızda, uluslararası askeri misyon temsilcisi olarak Somali’de yaşanan açlığın ve savaşın müsebbiblerinden biri olduğunu yazdığımız Çevik Bir için en anlamlı açıklama belki de dönemin İçişleri Bakanı, bugünün TBMM Başkanvekili Meral Akşener‘den geldi. Akşener, askerin düzenlediği brifinge katılmamaları yönünde dönemin valilerine talimat verdiği ve valilerin brifinge katılmaları durumunda hepsini açığa alacağını belirtmesi üzerine, Çevik Bir’in; ‘’Söyleyin o kadına, gelirsek bakanlığın önünde avanesiyle beraber yağlı kazığa oturturuz’’ gibi ahlaki, medeni ve insani seviyesi son derece düşük bir cümle sarfettiğini söylüyor. Çevik Bir’in şu an içinde bulunduğu durum, söylediği söz ile karşılaştırılınca son derece ironik duruyor.

Akşener’in hatırlattığı enteresan hususlarda vardı. Askerlerin davetine katılan yargıçların askerleri 8 dakika boyunca ayakta alkışladığını – ki aklımıza öncelikle 367 ucubesinin mimarı Sabih Kanadoğlu ve Refah Partisi ile Fazilet Partisi’nin baş belaları Vural Savaş ve Yekta Güngör Özden geliyor- söylüyor. MHP Milletvekili Akşener, o gün üst düzey bürokrat olanların bugün daha üst makamlarda olduğunu belirterek, operasyonun sadece askerle sınırlı tutulmamasını, bürokrat, gazeteci, siyasetçi, sermayedar olarak sürece katkı verenlerinde yargılanmalarını istiyor.

Enteresan bir durum daha var. Darbenin dış güçlerinde etkisi ile gerçekleştiği algısını doğrulayan bir gelişme. Çevik Bir’in Martin Sherman'la birlikte 2002'de "Middle East Quarterly" adlı dergide yazdığı "İstikrar için formül: Türkiye artı İsrail " başlıklı makalede Erbakan'ın Başbakanlığı ile İsrail menfaatlerinin tehlikeye girdiği, post modern darbe ile de bunun bertaraf edildiği anlatılıyor.

Makale dikkatle incelendiğinde farklı bir durum daha ortaya çıkıyor. Kimi çevrelerin İsrail ile yapılan anlaşmalara Erbakan’ın imza attığı söylemlerini çürüten bir cümleyle karşılaşıyoruz:

"Erbakan, İsrail'i bir ‘ebedi düşman' görüyordu. İsrail ile Ankara'nın ilişkilerini dondurmaya ve iki ülke arasındaki ikili anlaşmaları iptal sözü vermişti"

Çevik Bir makalede, Erbakan’ı zorla iktidardan indirdiklerini de itiraf ediyor:

‘’Ordu Erbakan'a açıkça dedi ki: Ülkenin yüzünü İslam'a dönmesini ve İsrail -Türk askerî ilişkilerinin tehlikeye atılmasını izlemeyeceğiz. Erbakan kontrol altında tutuldu. Türkiye ve İsrail MGK baskısıyla İslamcı Başbakan istifasını sundu."

Erbakan’ın nezaketini ve devlet terbiyesini de suistimal eden bu davranış biçimi çok şükür ki birilerinin iddia ettiği gibi ‘’1000 yıl sürmeden’’ yargılanmaya başlandı.

O dönemde garip şeyler olmuştu hakikaten. 28 Şubat döneminde Erzurum'da Bölge Jandarma Komutanı iken ülkenin başbakanına ‘’ulan …….venk, başbakan olmazsan bilmem ne bakanı olursan ol’’ diye küfreden bir general vardı mesela. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun, gelinen süreç için duygularını aktarırken ‘’Dönemin başbakanına küfür ederek rahatlayan generali anımsadım ve süper rahatladım.’’ cümlesi ile bu olayı anımsatıyor.

Bu sürecin nasıl devam edeceğini merakla bekliyoruz. Şubat Soğuğu başlıklı yazımızda söylediğimiz, ‘’…..‘yargının’ arada kalan bu dönemi atlamayacağını ve mutlaka dokunacağını umut ediyoruz.’’ temenni etmiştik ve bu temennimiz gerçekleşti.Bu kez,suçlu olanlarla mağdur olanların ayrılabildiği veboynuzsuz koyunun ‘’boynuzlu koç’tan’’ hakkını alabileceği bir süreç olmasını diliyoruz.

Elbette yasal süreç neyse o işletilsin istiyoruz. Yasadışı bir davranışı asla istemediğimizi belirtelim. Fakat generallerin ve yardakçılarının gözaltına alınma sürecini değerlendirirken, intikam duygusu içinde hareket edilmemelidir diye ‘’hık mık’’ edenler var. Onlara eskilerin tabiri ile şunu söylemek isterim:

Etme bulma dünyası!

Kapı çalanın kapısı çalınır.

Men Dakka Dukka (Eden bulur!)

Son olarak, Çevik Bir’in Albay rütbesinde iken, 1980 darbesinin komutanı Kenan Evren’in emir subaylığını yaptığını da hatırlatarak yazımızı bitirelim.

Tekrar buluşuncaya kadar, yüzünüzden tebessüm, yüreğinizden sevgi eksik olmasın efendim.

Hoşça bakın zatınıza…

Kaynak: Habername.com
YORUM EKLE
YORUMLAR
enes şenel akarçeşme
enes şenel akarçeşme - 12 yıl Önce

fatih beyin yazısı mükemmel tesbitler çok doğru ancah erbakan mgk kararlarıyla istifa baskısıyla istifa ettirildi cümlesine katılmıyorum.tam tersi erbakan hocam mgk ya çok güzel sunum yaptı bir kısmını iknada ettiğine inanıyorum.erbakan hocanın koalisyon ortağı olan dyp nin milletvekillerinin istifaları sonuc görevini tansu çillere devretmek için istifa kararı almıştı hükümet protokolü onu gerektiriyordu.saddam dostunu ve diğer dostlarını menfaati için harcayan abd şimdiki suriye planı içinde 28 şubatçı dostlarını harcama gereği duyduğu kanaatindeyim türkiyeyi kardeş suriyeyle savaştırmak için yapılan milletin tepkisini önlemek ve gaz alma manevrasıdır diye düşünüyorum şu an ortadoğuda abd planı işliyor zaten büyük israil devletini kurmak için bazen dostum dediği görev verdiği dostlarınıda harcaya biliyor saddamı harcadığı gibi onlar için her şey mübah

Fatih AYDIN
Fatih AYDIN - 12 yıl Önce

Sayın Akarçeşme,

Yorumunuz için teşekkür ederim. Şunu belirtmek isterimki baskı ile istifa etti cümlesi bana ait değil. Çevik Bir'in makalesinden bir alıntı. Dolayısı ile bu ifade Çevik Bir'e ait. Öte yandan şunu da açıklamam gerekir ki; ''Savunan Adam'' Necmettin Erbakan baskı sonucu değil, mutevazı ve metanetli davranarak ve milletin bekası için istifa etmiştir. Bu da Sayın Erbakan'ın devlet adamı derinliğini göstermektedir. Bu çerçvede yazıyı bir kez daha değerlendirmenizi rica ediyor, sizi Allah (C.C.)'a emanet ediyorum. Hoşça bakın zatınıza...

banner200

banner205