Yoğun siyasi gündem dolayısı ile ara verdiğim yazılarıma Çamoluk Haber internet sitesi üzerinden tekrar başlıyorum. Biraz uzun bir yazı dizisi olacağından siz kıymetli okurlarımın sabırla takip etmeleri en büyük beklentimdir. Yakın tarihimizin en büyük ihanet hareketi olan ve 15 temmuz 2016 tarihinde ülkemizde bir kalkışma hareketine girişen FETÖ/PDY ( Fetullahçı Terör Örgütü ve Türkiye’deki Paralel Devlet Yapılanması) ile mücadele de halkımızın pek dikkatini çekmese de yeni bir safhaya geçilmiştir. Bilge liderim Dr. Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda hazırlamış olduğum kendisine ve hükümet yetkililerine sunarak taktim ettiğim FETÖ/PDY Yüksek Lisans Tezimde savunduğum; Mevcut terörle mücadele yöntemleri ile bu örgütle baş etmek imkansızdır, Sn.Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu ‘’Yeni Nesil Terör’’ kavramsallaştırması üzerinden örgütü Terör Disiplini açısından analiz ederek yeni bir mücadele konsepti ortaya koymuş idim. Günümüzde gelişen olaylara bakıldığında savunduğum bu tez üzerinden yeni bir Terörle Mücadele Konseptinin yavaş yavaş hayata geçirildiğini görmüş bulunmaktayım. Bu vesile ile yıllarca üzerinde çalıştığım bilimsel çalışmamın ülkemiz adına fayda sağlamasından da memnuniyetimi belirtmek isterim. Bu yeni konsept nedir, nasıl mücadele edilecektir gibi sorulara cevap aramadan önce örgütü tanımakta fayda vardır. Bu vesile ile FETÖ/PDY’nin ideolojisi, örgütlenme biçimi, uluslararası bağlantılarını, eylem modelini, diğer terör örgütlerinden farklarını ele alarak ne tür bir mücadele geliştirilmelidir buna kısaca ışık tutmaya çalışacağım. 

Ezoterik gizli yapılara sahip olan tarikatlar ve cemaatler bulundukları ülkelerde siyasi olayları biçimlendirme, suça karışma ve terörü bir araç olarak kullanarak suç örgütlerine dönüşebilmektedir. Bu tip yapıların dünyadaki örnekleri arasında Fetullahçı Terör Örgütü ve Türkiye’deki Paralel Devlet Yapılanması(FETÖ/PDY) da yer almaktadır.  

Bazı devletler terörü Uluslararası ilişkilerde bir araç olarak kullanmaktadır ve bunu dil, din, ırk, ideoloji gibi bağlamlara dayandırırlar bundan dolayı uluslararası ortak bir terör tanımı bulunmamaktadır. Bir ülkenin terör örgütü olarak ilan ettiğini bir diğer ülke özgürlük savaşçısı olarak tanımlamakta bu da terörle mücadeleyi zaafa uğratmaktadır. Türk ceza hukukuna göre bir yapılanmanın terör örgütü sayılabilmesi için; İdeoloji, Amaç, örgütsel yapı, cebir ve şiddetin aynı anda bulunması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre FETÖ/PDY; cebir, şiddet ve diğer hukuk dışı yöntemleri kullanarak devlet otoritesini baskı altına almayı, zaafa uğratmayı, yönlendirmeyi, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmayı, devlet otoritesini ele geçirmeyi, sonuç olarak demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sona erdirerek yerine örgüt lideri Fetullah Gülen’in kendi doktrinlerine göre saptırılmış şer’i yasaların hâkim olduğu teokratik bir devlet kurmayı hedefleyen bir silahlı terör örgütüdür. 

 Fetullahçı Terör Örgütü ve Türkiye’deki Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) gerçekleştirmiş olduğu eylemler göz önüne alındığında; gerek uluslararası terör tanımlamaları, gerekse Türkiye anayasasında belirtilen terör kanunları yönünden incelendiğinde bir uluslararası terör örgütü ve istihbarat faaliyetleri yürüten bir yapıdır. FETÖ/PDY’nin eylemleri ilk başlarda terör eylemlerinden farklı olarak korku ve dehşet yaratma yerine, istihbarat teknikleri kullanarak silahlı kuvvetleri (TSK ve EGM) hedeften saptırma, ılımlı İslam ve Yeşil kuşak lehine algı yönetimi, medya ve stratejik iletişim araçları ile kara propaganda yöntemlerini kullanmıştır. Kendinin güçlendiğini hissettiği aşamada ise topyekûn yönetimi değiştirmek için askeri müdahale, gazetecilere suikast eylemleri gibi şiddet uygulayan ve eylemlerini örgüte bağlı devlet içerisindeki elemanlarına yaptıran ve bu sayede devlet içerisinde bir çatışma izlenimi vererek terör suçunu gizleyebilen silahlı bir terör örgütüdür. FETÖ/PDY’yi Terörizm disiplini açısından incelediğimizde ‘’Yeni Nesil Terör Örgütü’’ olarak göreceğiz. FETÖ/PDY; demokrasi ortamında sivil toplum kuruluşu ve dini cemaat kılıfı kullanarak legal görünümde illegal faaliyetler yürüten bir yapıya sahiptir. FETÖ/PDY hiyerarşik örgütlenme yapısı, rakiplerini ortadan kaldırma konusunda suikast taktiğini askeri taktik olarak benimsemeleri yönünden Haşhaşilere ve diğer saptırılmış İslam kullanan terör grup ve örgütlerine benzetilmektedir. Selçuklu hükümetinin cihan devleti olma yönünde ilerleyişi, Haşhaşiler tarafından bu engellenmiştir. Aynı şekilde küresel bir güç olmak isteyen Türkiye’nin önü FETÖ ile kapatılmaya çalışılmıştır.