Hani bir deyim vardır ya, “ADAM OL ADAM”
Evet; bence de öyle. Adam olmak gerekir. Hem de adam gibi adam.
Gerçi adam olmak öyle kolay değil. Bu meziyet; çarşıda, pazarda satılmıyor.
İnsanoğlu; doğmadan önce, nasıl veya nerede doğacağını tahmin etme veya karar verme olanağına sahip değil, olamazda. Daha doğrusu, Dünyanın doğusunda -batısında, kuzeyinde - güneyinde, doğma seçeneği olmadığı gibi; Arap, zenci, beyaz ve sarışın doğma gibi bir tercihi de olamaz. Anılan gerçeklerden dolayı, insanın veya insan olmanın değeri ve masumiyeti işte burada, ortaya çıkıyor.
Tüm saflığı ve masumiyetiyle, dünyaya gözünü açan insanın, aileden ve okullardan aldığı eğitim sayesinde, beynindeki şekillenmeler oluşuyor ve dışa vurum gerçekleşiyor. Tabiidir ki; aileden alınan eğitim ve terbiye, sonradan aldığı eğitimlerin önünde gelir ve önemi çok büyüktür. Çünkü, adamlığın ve insan olmanın mektebi yok. İşte bunun içindir ki; insanın her türlü hareketi, sahip olduğu kişiliği ile paralel bir seyir izlemektedir.
İnsan denilen değerli varlık, öncelikle, kendisine saygı duymalı, kişiliğiyle barışık ve diğer insanlara karşı, sevgi ve saygı dolu duygular içinde, huzura erişmiş olmalıdır. İşte bu huzur ortamında, başarı ve güzellik kaçınılmaz olacağından, yürünemeyecek yol, aşılamayacak engel kalmamış olacaktır. Küçük duygulara sığmayacak kadar büyük bir titreşim olan sevgiyi, yüreğimizde konuk etmesini bilelim. Yeter ki; o sevgi denen olguyu hep yaşatalım. Sevelim, sevilelim, işi kolay kılalım.
Adam olmanın temel gereklerini özümseyerek kabullenmediğimiz ve uygulamaya geçmediğimiz sürece, insanlık görevini de yerine getiremez oluruz.
Şöyle ki;
Adam olmak, iyiliktir. Adam olmak, yardım severliktir. Adam olmak; saygıdır, sevgidir. Adam olmak, hoşgörüdür. Adam olmak, dürüstlüktür. Adam olmak, sevmektir. Adam olmak, bilmediğini bilmektir. Adam olmak, kadirşinaslıktır, adilcenaplıktır. Adam olmak, kim olduğunu ve haddini bilmektir.
Adam olmak; cahillik değildir, yobazlık değildir, kin tutmak ve hin olmak değildir. Samimiyetsizlik değildir. Üçkağıtçılık değildir. Hırsızlık değildir. Adaletsizlik değildir. Adam olmak, riyakarlık hiç değildir.
ADAM GİBİ ADAM OLMAK İSE; şimdiye kadar sayılanlarla birlikte, sabırdır, azimdir, inançtır, çabadır. Sadakattir, tevekküldür ve huzuru bulmaya çalışmaktır.
Unutulmamalıdır ki; Dünya ve Evrendeki varlıkların tümü, kendiliğinden oluşmamıştır. Sahipsiz de değildir, sebepsiz de… Mutlaka sebebi ve yaratanı vardır. Adam da öyle…
“Adam vardır, şeker gibi tatlı, bilgili ve liyakatlidir, temsil ettiği makamı yüceltir.
Adam vardır, alemi kör, herkesi ahmak sanır. Yaptığı işle, mevkisini de, kendisini de alçaltır.”
VESSELAM.
METİN ZOR
