15 TEMMUZ ; CESARET, ERDEM  VE  ZAFER…


  İçerden ve dışarıdan tehdit ve baskılar insanların boğazını ciddi ciddi sıkıyordu. İman gücü olanlar ve esareti asla kabul etmeyecek ruhta olan vatandaşlar Türkiye’nin girdiği tehlikenin dar boğazından geçmeyi asla kabul etmiyor ve etmeyecekti. Buna rağmen bir karanlık zihniyet vardı ki durmak yorulmak bilmiyor haince Türkiye’nin üzerine kara bir bulut gibi çökerek ,eğitim  ayağıyla kendi çaplarında dini duyguları kullanarak ve insanları kandırarak bir ağ oluşturmuşlardı. Bu oluşturdukları ağlara kendilerine babalık vasfı yüklerken masum halkı ise kullanarak ve kendilerine maşa yaparak hiçbir şekilde yüzleri dahi kızarmadan bu insanların sırtlarına basarak ve bu insanları kendi gaye ve çirkin emelleri için harcayarak ülkeyi  dahi gözleri  görememişti.
    Gözü dönen bu  kesimin  hesap  edemediği bir şey vardı o da Türk milletinin iman dolu göğsü ve Türk milletinin çılgın cesaretiydi.
   Halkın seçtiği  cumhurbaşkanı koltuğundan indirilecek yönetim ellerine alınacak. Vatan tamamen dış güçlere teslim edilecekti. Daha önce ki yıllarda gördüğü darbelerden ilerleyemediğinin bilincinde olan halk artık uyumuyordu ve halkın basireti açılmıştı.
  Halk iradesi her şeyin üzerinde idi. Cumhurbaşkanı da halkını ve halk iradesini çok iyi tanıdığı için halkını 15 Temmuz gecesi sokaklara davet ederek çok doğru bir davranış sergiledi. Halkın gücü ve iradesi her şeyin üzerindeydi halkın bunu kendi cesareti, erdemi ve gücü ile göstermesi gerekiyordu.
 Halktan bazıları sadece kendi midesini ve cebini düşündüğü için bankamatiklere giderek parasını çekerek ve sanki günlerce aç kalacakmış gibi marketten alış veriş yaparak evlerine gıda malzemesi almasına rağmen , onuruyla darbeye direnen halk, bırak bir ekmek almayı ,kimisi ekran başında dualara sarıldı, kimisi ayakları çıplak sokaklara çıktı.
Ben birlik istiyorum, beraberlik istiyorum, aç  kalmak, susuz kalmak veya esaret altında yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim diyenler ise ne market yolu tuttu ne de bankamatik… Onlar şunu çok iyi biliyordu, o gece, yapacağı market alış verişi veya bankadan çekeceği paralar onlara fayda vermeyecekti.   Önemli olan Türk topraklarında çoluğuyla çocuğuyla esaret altına girmeden yaşamaktı.
  Nasıl oluyordu da bir halktan bazıları  kendi ülkesinde ki huzur ve güven ortamını yok ederek farklı bir zihniyete hizmet edebiliyordu. Buna rağmen gerçek halktan olan, Anadolu kültürünü örfünü adetini bilen ,birlik ve beraberliğe önem veren gariban büyümüş halkın çocukları canı pahasına bir özgürlük savaşı veriyordu. İşte tüm dünyanın bu cesaret ve vatan sevgisine yorumu ise şok şok çünkü hayatlarında hiçbir millet görmemişlerdi tek yürek, tek yumruk, tek vücut olmuş .
 Çanakkale’de olduğu gibi 15 temmuzda da Kürt, alevi , Çerkez, laz yoktu sadece milli irade ve bağımsızlık savaşı vardı.
Çok komik ki zavallı kişilikler, darbeye direnen insanların iman gücünü asla özümseyemeyen bir takım kişilikte ki zavallılar oluk oluk kanların aktığı, insanların canı pahasına darbeye direndiği , 15 Temmuz darbeye direniş gecesine tiyatro diyebiliyordu.
 15 temmuz gecesinde darbeye canı pahasına direnen Türk halkının cesareti  içte ve dıştaki  tüm düşmanlarımıza şunu kesinlikle göstermiştir. Türk halkı çok çalışkan, sabırlı, cesaretli ve asla Kürt-Türk, Alevi-Sünni, başı kapalı-başı açık, Müslüman-Gavur ayrımı yapmadan sırt sırta vererek vatanı milleti için ölüme kafa tutabiliyor.
 O  kara  geceyi aydınlatan, vatanına sahip çıkan Türk milleti oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir darbe direnişi başladı. Kahraman Türk milleti, FETÖ’cü hainlere karşı göğsünü kurşunlara siper ederken geride 250 şehit ve 2196 gazi bıraktı. Ancak FETÖ, üst aklın kontrolünde Türkiye’yi teslim alamadı.
     15 TEMMUZ 2016 YILINDA TÜRKİYE’NİN VERDİĞİ BAĞIMSIZLIK SAVAŞI TÜM DÜNYAYA ÖRNEK OLMUŞTUR.
BEDRİYE ARIK ÇAMBEL
SELAM ve DUA İLE…

YORUM EKLE

banner200

banner205