Abarta- kabarta asparagas haberlerle dünyanın en yaşanılır yerleşim yeri (!) algısının oluşturulduğu Çamoluk ilçesi, Nüfus bakımından ülkemiz genelinde sayısı 957 olan tüm ilçeler arasında en alt sıralardadır. 2015 yılı sonu itibariyle, köy ve belediye nüfusu 5717 ‘dir. İlk Kurulduğu yıllarda köy ve şehir nüfusu 10641 olan İlçenin nüfusu 2000 yılında taşıma ile 14715’e çıkmış ise de bu nüfus azalarak en son tespitlere göre 5717 ye düşmüştür. Özellikle son yıllarda sinsi bir virüs nedeniyle ilçede yaşam güvenliği azalmış olup; tüm organizasyonlara rağmen (festivaller, raftingler, kayıkçı turları ,gölpark sefaları, yayla şenlikleri … vs. vs.) kaçış devam etmektedir. İlçe Belediye nüfusu azalmakta iken köy okullarının ilçe merkezine taşınması, velilerin sıkıştırılması, dernek ve işadamı telkin ve baskıları ….. vb. Durumlarla belediye nüfusu yasal olmayan şartlarla abartılmaya çalışılırken, bu sayı, 2015 yılı sonu itibariyle, belediye nüfusunu 2148 den öteye geçmemiştir. Halbuki en son seçimde belediye seçmen sayısı 2657 idi. Bir tarafta 2014 yılı seçmen sayısı, bir tarafta da 2015 yılı çoluk çocuk genel nüfus sayısı. Bu noktaya dikkat etmek lazım. Seçmen sayısı tüm nüfus sayısından 509 fazla. Nüfus sayım sonuçları düşük çıkınca da Nüfus memurlarına veryansın edilir. İstanbul’dan toplanan ve sahte imzalarla tertiplenerek postalanan, "sahte-çakma" nüfusla büyüdüğünü zanneden vatanperverler (!) tarafından günah keçileri aranır-durur.
Seçim zamanlarında otobüslerle, her türlü ulaşım araçlarıyla Çamoluk’ta boy gösteren “mangal deliciler” sanal yollarla, Selphi resimleriyle ego tatmini yoluna gitmektedirler. Son yıllarda HES’ ler tarafından yapılan elektrik santral işçileri, Gölet inşaat işçileri, TEİAŞ elemanları ve sayıları 100 civarında aile ve çocuklarıyla beraber 200-300’ ü bulan Kürkçüoğlu aş. (iş-kur) personelini çıkarttığınız zaman, ortaya çıkan durum Ülke Sosyologlarını derin bir araştırmaya sevketmesi gerekmektedir.
Ha ha – hu hu poh pohlarıyla aşağı yukarı sürülmeye çalışılan Çamoluk halkının, saf duygularla çektikleri vatan hasretleri, sonunda burukluklarla gurbet yollarına geri döndürülmelerine sebep teşkil etmektedir. Gerçek bu şekle bürünürken, Gurbetteki Çamoluk halkı yine de vatanını unutamamaktadır. Ta ki gelecek bahara kadar.
Tüm anlatılan bu tersliklerin arkasında bir hastalık yatmaktadır. Bu salgın bir hastalıktır. Hatta kanamalı kırım Kongo virüsünden de tehlikelidir. Çünkü kırım-kongo virüsü senede ya bir kişiyi. ya hiç kişiyi Çamoluk’tan koparır. Ama kronolojik nüfus eğrisine baktığımızda, her yıl nüfus düşüşü yüzleri- binleri bulmaktadır. Bu düşüşe son birkaç yıldır operasyonu uygulanan “Fetö virüsü” kapan kafaların sebep olduğu anlaşılacaktır. Şurada bir orta büyüklükte kasaba ölçeğinde bulunan İlçemizin dernekler yönetimi, siyasi markajlama, ablukasyon ve algılama yöntemleri , şişirme, pişirme, taşırma hırsları bu hastalığın kılcal damarlara kadar yayılma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Esenler Belediyesinin şapkaları, Kağıthane belediyesinin lambaları, Bağcılar belediyesinin bankları, Ataşehir belediyesinin tişörtleri , Üsküdar belediyesinin musalla güneşlikleri, ….. çok daha örnekler verilebilir.
Bunlarla hizmet yapıldığı algısını oluşturan taşıyıcılar, bir ucu beytülmale dayanan, bir ucu başka yerleşim yerlerindeki hak sahiplerinin nasiplenmesine tahsis edilen kaynakların devşirilmesini siyasi başarı sayarlar. Bu siyasi başarı (!) yı da algı oluşturarak başta hastalıklı yapı’ nın palazlanmasında ve kadrolaşmasında kullanırlar. 15 Temmuz sonrası gelişmeler İlçemizde sosyal, görsel ve basılı medya kanalları ile son iki yıldır yapılan ağır propaganda ‘nın ne kadar etki oluşturduğu fark edilmelidir. İlçeye yapılan KÖYDES, DSİ, Karayolları, Milli Eğitim, Sağlık, Spor, Sosyal Yardım, Enerji, ve diğer yatırımların hastalıklı yapı aktivasyonları ile yapıldığı algısı yerleştirilmiştir. Öyle ki İstanbul Ticaret Odası kaynakları ile yapılan Yüksek Okul inşaatının finansman-maliyet hırsızlığının anlaşılmaması için finansör İTO bile temel atma törenine davet edilmemiş. İmam Hatip Okulu, Karayolu, DSİ finansmanlarının virüslü yapı aktivasyonları tarafından karşılandığı algılandırılmıştır. Bu olaya siyasi çıkarcılar ve yardakçılar da çanak tutmuştur. Özellikle her konduğu yerden nemalanmadan çıkmayan siyasetçi görünümlü keneler ‘i halk iyi bilmektedir. Ancak ses çıkartmanın kısa vadede getirisinden çok götürüsü olduğu halkın beyinlerine kazılmıştır.
15 Temmuz şehidi veren İlçemizde, hala FETÖ sever Kerimlerin Kerimelerin bulunduğu ve bunların mağdur göründükleri ve “ Tasalanma yiğidim gün doğmadan neler doğar Biz inanıyoruz senin suçsuz olduğuna Allah’ın izniyle aklanıp geleceksin başımıza baş tacısın dualarımız seninle.. niyazları ile yakınan bir sürü yalakaların bulunduğu, sahayı boş bırakmayan sözde Dirilişçiler (!) kümeler halinde korsan yayınlarını sürdürmektedirler.
Hastalıklı yapı müstahdemlerinin, Kayyumluk makamınca maaşlarına zam yapılarak ve sözleşmeleri uzatılarak ödüllendirilmesi , Çamoluk’ ta 2002-2005 yıllarında görev yapan Kaymakamın başlattığı gölpark projesinin üslenilmesi , Burasının üst olarak militanvari elemanları tarafından sevk ve idare edilmesi, b planı olarak Kayyumluk Makamına uygulattırılması düşündürücüdür. Şüpheli görülerek ihraç edilen Başuygulayıcıların hastalıklı köklerinin devam etmesi akla getirdiği tek şey; Kılcal damarlara sıçrama eğiliminde olan Fetö virüsünün önü alınması için Bu İlçeye karantina uygulanması gerektiğidir.
Osman ÇOLAKEL