Mevlid Kandili

**** MEVLİD  KANDİLİ ***                                              14.02.2011                 

"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.(Enbiyâ, 107)

 

      İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz.   Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur.

 O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.

       Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O'nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi budur.

       Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Herşey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü.Ruhlar birşey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu.

      Peygamberimizin doğumunu  anarken,yalnız mevlid okumak, ilâhiler söylemek  yeterli değildir. Onun doğumunu anmaktan asıl maksat,yüksek ahlâkını, fazîletini, adâlet ve doğruluğunu hatırlamak ve bunları hayatımızda uygulamayabilmektir.

Yüce Allah’ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yegane yolu, Hz. Peygamber’in yolundan gitmektir.

Bu konuda  Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:

“(Ey Muhammed!) De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31) Bu ayette de belirtildiği gibi, Allah’a ulaşmanın yolu O’nun Peygamberine uymak ve onu örnek almakla mümkündür.

                  Resulullah dünyaya gelince, amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, (Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek kendisine müjde getirince, sevinmişti (Ona süt vermek şartı ile, seni azat ettim) demişti Bunun için, Ebu Leheb’in, her mevlid gecesinde, azabı biraz hafiflemektedir Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminlerin pek çok sevap kazanacağı buradan da anlaşılmaktadır

Hazret-i Ömer; "Resûlullah Efendimizin doğum zamanına kıymet veren, islâma kıymet vermiştir." buyurdu.

Hazret-i Osman; "
Peygamber Efendimizin Mevlid-i Şerîfi için bir dirhem harcayan, sanki Bedir ve Huneyn gazâlarına iştirak etmiş gibi sevaba kazanır." buyurdu.

Hazret-i Ali; "Resûlullah Efendimizin doğum zamanına kıymet verip, Mevlid-i Şerif okunmasına sebep olan, dünyadan îmân la gider." buyurdu.

 

Hz. Bilal’ın ölümü yaklaşınca ailesi ve çocukları çok üzülüyorlardı ve üzüntülerini «Ne büyük felâket» diye açıklıyorlardı. Halbuki, Hz. Bilal ise şöyle diyordu: "Ne güzel lütuf. Yarın, Allah’ın sevgilisi Muhammed (Sallallahu Aleyhi vesellem) ve O'nun Eshâbıyla beraber olacağım."

         İmânın tatlılığı ve muhabbetin önemi hakkında Fahri Kâinât Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyorlar: "Üç şey kimde bulunursa, îmânın tadını tam olarak alır;
1: Allah ve O'nun Rasûlü'nü herşeyden daha fazla sevmek,
2: İnsanları ancak Allah için sevmek,
3: Cehenneme girmeği kötü gördüğü gibi küfre dönmeği de öyle kötü görmek."
4: Yarabbi bizlerin Rasülüllah Sallallahu Aleyhi vesellem'e sevgisini ashabın sevgisi gibi kıl...

 

         Gül bahçesine girenler gül olmasalar da gül kokarlar. Kainatın en güzel gülünün kokusunun üzerinizde olması temennisiyle tüm Müslümanların  MEVLİD KANDİLİNİ tebrik ediyorum…

 

                                                                                                              Saygı ve sevgilerimle   

                                                                                                                     Emin KÜTÜK

                                                                                                       [email protected]

YORUM EKLE

banner200

banner205