Libya'daki İsyan mı? Devrimmi?

Diktatörleri destekleyenler hala “isyan” diyor, demokrasiyi savunanlar ise “DEVRİM”. Peki hangisi?

Libya'daki İsyan mı? Devrimmi?
Mazlum Libya halkının kendini yarı Tanrı sanan, zalim ve despot kralı Albay Kaddafi, hala kendini dev aynasında görmeye devam ediyor...

Ama pabucun pahalı olduğunu biraz anladı gibi. Şimdi de iç savaş çıksın diye kendi taraftarlarını sokağa çıkmaya çağırıyor. Bu, tam bir çılgınlık. Tv’ye çıkmaktan korkan ve radyodan halka seslenen bu huysuz ihtiyar tam bir manyak...

Katliam yapmaktan kaçınmayacak bu diktatörün gözünü kan bürümüş ve vuruşarak çekilme taraftarı...

Masum insanların ölmesi, onun hiç ama hiç umurunda değil. Bu zalim adamın emirlerine uymak, ülkeyi felakete sürüklemek demektir.

Mısırlı İslam alimleri onun artık görevini bırakması gerektiğini söylüyorlar. Ama bu bencil adam kendini vazgeçilmez sanıyor. Lakin görünen o ki, bu onun son çırpınışları...

Çünkü bundan öncekiler gibi, bu da pes edecek ve kaçacak delik arayacak...

Öte yandan, bu zalim ve despot adamın koltuğuna yapışmasına arka çıkanlara, bu halk hareketlerine devrim yerine “isyan” diyerek üstü örtülü onu destekleyenlere ne demeli???

Onlar böyle diyerek NATO’nun, BM’nin ve ABD’nin bölgeye müdahale etmesini ve bu zalim adamı bu zor durumdan kurtarmayı mı amaçlıyorlar acaba?

Birileri dünya piyasalarında petrol fiyatlarını suni olarak yükseltip, müdahaleye zemin mi hazırlamak istiyorlar yoksa?

Onlar bu “devrim”i neden görmezden geliyorlar acaba???

Hala inatla “isyan” diyorlar... “Kalkışma” diyorlar ve bunu derken de hiç utanmıyorlar....

Oysa bu ezilen ve horlanan Arap halkı, 1789 yılında Fransa’da neler olduysa şimdi onu yapıyor. 1917 yılında Rusya’da ne olduysa Libya’da ve diğer Arap ülkelerinde bugün onlar oluyor. 1979 yılında İran’da ne olduysa bu ülkelerde de aynısı oluyor. 1989 yılında Almanya’da Berlin duvarı neden yıkıldıysa aynı nedenle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da bu despotların korunaklı sarayları ve Baas rejimleri bir bir yıkılıyor ve diğerleri de en kısa zamanada yıkılacak...

Bu “sosyal deprem ve sosyal tsunami”den onlar da nasiplerini alacaklar ve korkunun ecele faydasının olmadığını görecekler ve anlayacaklar...

Bu bir doğum sancısı... Zaten her doğum sancılı olur... Ama sonunda huzur, neşe, sevinç ve mutluluk vardır... Kısaca eski Arap rejimleri bir bir çökerken, yeni bir Arap dünyası (a new Arap world) doğuyor...

Onlar kendilerine bu devrimi sessiz sedasız gerçekleştiren yeni Türkiye’yi (a new Turkey) örnek alıyorlar.

Yani; Arap dünyası uyanıyor artık...

Diktatörlerinden kurtulmak istiyor... Demokrasi istiyor... Özgürlük istiyor... Adalet istiyor... Eşitlik istiyor... İnsanca yaşamak istiyor...

Bilinmelidir ki bu “devrim” fırtınası; kapitalizmedir, sosyalizmedir, sekülerleşmeyedir, adaletsizliğedir, kamu bütçesinin yağmalanmasınadır, yolsuzluklaradır, azgın azınlığın Karun gibi yaşamasınadır. Farklı grupları bir arada huzur içinde yaşatamayan ulus devlet modellerinedir. Müslümanların ötekileştirilip onur ve gururlarıyla oynanmalarına ve itilip kakılmalarına karşıdır...

Öyleyse demokrasiye ve özgürlüklere hasret kalmış bu insanların “şanlı direniş”ini biz  diyanethaberler.com olarak destekliyor ve onları tebrik ediyoruz.

“Devrim”lerinin hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz. İleri demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü bu insanlar için de istiyoruz. Çünkü biz, çifte standarta karşıyız.

Umarız demokrasi ile İslam’ın hiç bir probleminin olmadığını onlar da en güzel şekilde uygulayarak tüm dünyaya gösterecekler ve iki yüzlü Batılılara iyi bir ders vermiş olacaklardır... 25.02.2011

Kaynak: Diyanet  Haber

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner200

banner205