Çamoluk Dulundas köyünden rahmetli Tahir Ağa varmış.. Fakirlik yakasını bir türlü bırakmıyormuş.. Canı yanmış ve bir gün demişki " ula fakirlik beni bi bırak dünyayı dolaş, eğer birini bulamazsan ben yine burdayım, Tahir ağa seni bekliyor "..
İşte bizim Çamoluk'un hikayeside böyle birşey.. Makus tarihi olan , geri kalmışlığı bir türlu yenip " yaşanabilir sosyo-ekonomik" şartlarını hâla oluşturamadı.. Daha da kötüsü, şartlar iyice kötüye gidip TÜİK tarafından, sosyo ekonomik skalada " Türkiyenin sonuncu ilçesi " oldu.. Yani, insana rahat ortamı sağlayan sosyal ve ekonomik şartların en kötu ve en fakir olduğu bir ilçe.. Gerçekten bu sonuncu sırada olan bir ilçede yaşamak oldukça zor , oldukça can sıkıcı olabileceğini söylemek gayet sıradan bir cümle olacaktır...
Aslında, Çamolukta yaz-kış yaşayıp çeşitli zorlukları dile getiren arkadaşların feryatlarını düşündükçe, bu TÜİK in açıklaması "malumün ilanı " oldu.. Çamolukta yaşamanın zorluğu belgelenmiş oldu.. kimse artık bu geri kalmışlıği allayıp pullayıp " iyiyiz- iyiyiz " diye servis edemez..
Çamolukta hiç bir hizmet kurumunun kalmadığını, hasta olunca 4-5 saatlik yolla Giresun'a gidilmesi mecburiyetini, Erzincan'a servis araçlarının alınmadığinı, Çamolukun kör nokta olup girişinin olup çıkışının olmadığını, Giresun'dan dolayı gelişmiş statüsünde olduğuğundan tarım ve hayvancılıkla ilgili teşviklerden fazla yararlanılamadığını, doğru dürüst yolların olmadığını, diğer ilçelere servis olmadığını ve benzeri sorunları sıkça duyuyor sonuçta " Giresun'dan ayrılıp, Erzincan ve Gümüşhane'ye bağlanmamız gerektığı" fikrini dillendirenlere sosyal medyada sıkça rastlar olmuştuk..
Evet, bir gerçek vardı Çamoluk son 20 yılda hızla kan kaybediyor, geri gidiyordu..
Peki, bu geri gidişin sebepleri neydi.. Bakalım, Çamolukla ilgili kurumlar (Kaymakamlık, Belediye, Çamoluk dernegi, siyasi partiler) TÜİK in açıkladığı bu sonunculugu nasıl yorumlayacak ? kafa yoracak çözüm yolları arayacak mı? Yoksa,
" Alavere dalavere, kürt memet nöbete" misali hiç birşey olmamış gibi devammı edecek.. Bakacaz...
Şimdi , kendimce bu kötü gidişin sebepleriyle ilgili " lafı eğip bükmeden" bazı analizler yapmak istiyorum..
1 - Çamoluk Derneği ;
Bizim gibi küçük ilçelerde, kalkınma ve gelişmeyi körükleyecek bazı kurumlar vardır , bunlar, Kaymakamlık, Belediye ve Dernekler...
Küçük ilçelerde Kaymakamlığın fazla fonksiyonu yoktur.. Küçük ilçeler, Kaymakamlar için staj yeridir en fazla 6-12 ay kalır giderler.. Merhaba, Selamün aleyküm diyene kadar daha Kaymakam Beyi tanımadan görevi biter.. bu nedenle küçük ilçelerin kalkınmasında kaymakamlığın fonksiyonu az dır denebilir..
Diğer bir kurum Belediyedir.. Evet, ilçenin imarında Belediye ve Başkanın performansı önemlidir.. Çamolukta başkanlar genelde İstanbuldan taşınan oylarla ve Çamoluk derneğinin desteği ile belirlendiğinden, kriterlere fazla bakılmaz.. Seçimde ne kadar adam götürürsen ve Çamoluk derneğinin desteğini de alırsan iş tamamdır.. fazla, çalışmaya kafa yormaya gerek yok.. realite bu.. Yani, Çamoluk belediye başkanını belirleyen gizli güçte, dernektir...
Bizim gibi küçük ilçelerde , gelişme ve kalkınmayı asıl tetikleyen güç derneklerdir.. Merkez dernek, ne kadar faal ve aktif olursa ilçe o kadar gelişme kaydeder..
Şimdi , 20 yıllik süreçte bu geri gidişe Çamoluk derneği nasıl etki yaptı.. bir bakalım..
Bundan yaklaşık yirmi yıl önceydi.. Çamoluk dernegı şöyle bir karar aldı.. her köyden yirmi üye ... Gerekçe, büyük köyler küçuk köyleri eziyor, üye sınırlaması yapmamız lazım.. evet, büyük köyler daha fazla üye yaparak başkanları seçiyordu, böyle bir sorun vardı fakat çözüm diye sunulan daha vahimdi.. dernek belirli kişilerin elinde kalacak,asıl fonksiyonunu kaybedecekti.. 2000 li yılların başıydı kongrede kürsuye çıkıp konuşma yapıyor, ilerde doğacak bu sıkıntıyı dillendiriyorumki bazılarının çok ağırına gitmişki , beni nerdeyse yaka - paça zorla kürsuden indirdiler , konuşmamı bile tamamlayamadım.. Çok zoruma gitmişti.. Hiçbir hemşerimiz bırakın konuşsun diyemedi.. O konusmanın özeti " mahkeme kadıya mülk değildir, eğer siz üye sayısını her köyden yirmi kişiyle sınırlarsanız,
" Çamoluk Dükalığı" oluşturursunuz.. ve 20-25 yıl geçti.. aynen dediğim gibi oldu.. Dernek başkanlığı, belirli kişiler arasında dolaşıp durdu.. yönetim kurullarında da hep aynı yüzler.. hiçbir kongre heyacanı yok hiç bir yarış yok hareket yok proje yok rekabet yok..
" Fosilleşmiş " bir yapı oluştu.. fosil yapıdan siz ne beklersiniz , ancak zamanla çöküş.. işte Çamoluk ilçemizin en temel tetikleyici unsuru olünce , sistem çökmüç ve bugünki acı tabloya varılmıştır..
Ben, 2000 li yılların başlarında kongrede o travmayı yaşayınca , özel düğun ve davet haricinde o dernek kapısından bir daha içeri girmedim.. hiçbir dernek faaliyetine katılmadım aidat ödemedim.. benim gibi yüzlerce insan olduğunu biliyorum.. insanlar niye başkan adayı olsunki.. hani eskiden köyde dokuz taş oynardık.. aşağı cüz- yukarı cüz sistemi vardı.. Çamoluk dernegindede sistem aynı, bu üye sistemiyle " başkanlar " belli.. ve o kongreden sonra hep tek aday çıkmıstır.. son yıllarda artık başkanda hep aynıdır.. rekabet , heyacan , hareket , enerji , sinerji ve dolayısıyla plan proje bitmiştir.. yerine , durgunluk, gerileme, fosilleşme ve tükeniş gelip yerleşmiştir..
Çamoluk derneginde bu yapıyı başımıza bela eden , Veysel Ekmen'dir.. bu sistem dernekte kurulduktan sonra, hep aynı gruptaki insanlar sırayla başkan olmuştur.. inceleyip bakabilirsiniz.. Şuanda dernek, her köyden 20 üye sınırlamasını kaldırdı mı bilmiyorum..
Eğer, hareket istiyorsanız üye sınırlamasını acilen kaldırın ve yönetim kurulu seçiminde,
" Çarşaf Listeye " geçin.. Hemşerilerimiz hizmet yapacağina inandıgı kişilere oy versin, en fazla oy alanlar yönetim kurulunu oluştursun, o yönetim kurulu da arasından başkanı seçsin.. göreceksiniz, rekabetle Çamoluk'un çehresi nasıl değismeye başlayacak..
2 - Ak parti
Evet son yirmi yıldır ülkede ak parti iktidardadır ve ilçemizde de ağırlıkli olarak ak parti başkanları olmuştur.. Ta 2002 de , Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan , Çamoluk- Alucra yolunu işaret ederek " bu yol sizin kaderiniz değildir " demiştir.. aradan yirmi yıl geçti biz aynı kaderi yaşıyoruz ve hâla geri gidiyoruz.. Sayın Cumhurbaşkanımız bu halk size Reis dedi bağrına bastı.. İstanbul'da ve Çamolukta can siparane destekledi , sonuç bu mu olmalıydı.. Yirmi yıl sonra sizden bir şey istiyoruz.. Alucra - Çamoluk yolu şimdilik idare eder, biz , " Şiran'dan gelen yolun Çamoluktan geçerek Zağpa'dan Suşehri tarafına , Erzincan - Erzurum yoluna bağlanmasını ve bu yolunda şehirlerarası veya uluslararası karayolu " statüsüne alınmasını istiyoruz.. Bir vefa borcu olarak ilçemize bunu yapmanızı bekliyoruz..(not: bu istek Cumhurbaşkanlığına tarafımca bizzat iletilecektir.. herkes duyarlı olursa bir ivme yakalayabiliriz).. ayrıca biliyorsunuz, bir kaç yıl önce , dulundas- yeniköy- berdiğe dağından - Alucra meğri köyü üzerinden bir yol yapılmaya çalışıldı .. boş bir proje havaya uçan paralar.. Çamolukta hiç kimse kalkıp demediki bu neyin nesi .. bu parayla zağpa bağlantısını yapalım veya diğer adıyla " ecel köprüsü " olan gücer köprüsünü yenileyelim.. ondan sonra bu çamoluk niye geriledi...
3- Milletvekili Nurettin Canikli..
Evet, ilçemizin gerilemesindeki önemli bir faktörde Nurettin Canikli dir.. Bölgemiz insanı olması ve Ak partide de hep üst düzey sözu geçer biri olmasına rağmen bu bölge için ciddi projeleri olmadı .. hatta, Çamoluktaki bir sürü kurumun taşınarak Alucraya götürülmesiyle, Çamoluk'u , Alucraya tekrar bağlamak gibi gizli bir hedefinin dahi olabileceğini düşünüyorum..
Gidişat onu gösteriyor, Çamolukta hiçbir devlet kurumu kalmadı.. Efendim nüfus yok diyorlar.. Nüfüs , göçmen kuşu gibidir.. nasılki göçmen kuşları uygun iklilmden iklime göç ediyorsa nüfusda öyledir.. siz eğer devlet olarak uygun yaşanabilir sosyo - ekonomik kosulları sağlarsanız, nüfus niye Çamoluk'a gitmesin.. Türkiyenin en kotu sosyo - ekonomik şartlarını tasıyan bir yere insanlar niye gitsin.. siz devlet olarak , bazı projeler geliştirip nüfusu oraya çekmenin altyapısını olusturmanız lazım..
İlçemizin son durumu ve çözüm yolları ile ilgili düşüncelerimi sundum.. katılabilrsiniz - katılmayabilirsiniz bunlar benim düşüncelerim.. Başka sebepler ve çözüm yollarıda olabilir, saygıyla dinleriz.. Hep beraber el - ele verip , acil çözumler üretmeliyiz.. ve bu kötü gidişe hep beraber dur demeliyiz.. İlçemizi özgürleştirmeli ve bölgenin " BİR İNCİSİ " haline getirmeliyiz...
Ömer Faruk Karabul
22 Ağustos 2025.